Sabah kocaman bir feribotun rıhtıma yanaşma sesiyle uyandım, her şey çok çabuk ve programlı bir şekilde gerçekleşti.






Sabah kocaman bir feribotun rıhtıma yanaşma sesiyle uyandım, her şey çok çabuk ve programlı bir şekilde gerçekleşti.
Saat 10:30 gibi Marina Bajadilla’dan hareket ettk ve saat16:00 gibi Malaga Limanına aborda olduk.
Bu öğle vakti Puerto Banus‘tan ayrılıyoruz. Böylesine abartılı, pahalı bir marina görmedim, herhalde sadece bu yörenin değil güney Ispanya’nın en pahalı en züppe yeri burası olmalı, herşey iki misli değil en az dört misli daha pahalı, marinaya da bşr günlük ücret olarak 128 euro ödedim, buna ilave de hiçbir yerde istenmeyen elektrik ve su ücreti olarak 8.5 euro ödedim ve bir daha bu marinaya ayak basmayacağımı söyleyerek ayrıldım ik tuvalet ve duş açan anahtarlara 60, elektrike bağlanmak için aldığım converter kablosuna da depozito için 155 euro ödedim, inanılır gibi değil. Sheraton da çalıştığım yıllarda sıkı arkadaşım Necip de geldi ve 5 mil doğudaki marinaya geldik heve geceliği 41 euro. Elektrik ve su bedava. Akşam güzel bir restauranta gidene kadar eskilerden başladık ve hemen her Sheratonluyu çektik çekiştirdik, kulakları çınlayan varsa bilsin ki bizdendir. Aramızdan ayrılanları rahmetle andık.
Dün geceden kalma olduğumuz için bu sabah biraz geç kaldık, gece yandaki katamaranda muhabbet çok iyiydi, biraz geç yattık, geç kalktık, sabah planladığımız saatten iki saat geç hareket ettik.
Gibraltar’dan ayrılmadan önce marina ücretini ödedik, çöplerimizi attık, komşu tekneye hoşçakal dedik ve yola koyulduk. Dün gidemediğimiz Gibraltar’ın yakınından seyir yapıp biraz da ingiliz toprak ve tepelerini görelim dedik.
Gündüz gözüyle Puerto Banus’a bağlandık.
Akşam bir taksi ile Estepona’ya gittik, Emin’in bir arkadaşı bizi davet etti. Ekmek arası bişeyler yedik ve tekrar taksi ile döndük.
Bugün iniliz tarafına geçmeye çalışacağım, Emin gelmek istemiyor, çamaşır yıkamam, markete gitmem lazım, bakalım nasıl halledeceğim, sonuç olarak vizemiz olmadığı için gidemeyeceğimizi anladık, sonra laundry ve market yaptım, teknedeki hasarlı furling halatlarını onardık, yanmayan iskele fenerimizi Emin değiştirdi, sağolasın Emin. Yan teknedeki Avusturalya pasaportlu arkadaşın çektiği fotoları paylaşıyorum.
Pazar günü yola çıktık Porto Santo’dan, beş tam gün sürdü yolculuğumuz, hep yelken yapma şansımız oldu. Dün gece Tanca kıyılarını yalayarak geldiğimiz Gibraltar’da İspanyol marinasının hemen dışında demir atarak uyuduk, sabahleyin marinaya bağlandık. Güzel bir marina, teknemizi yıkadık, şimdi dışarı çıkıp eksiklerimizi alacağız ve ingiliz tarafını ziyaret edeceğiz.
Emin Ersen de pek yakışıklı çıkmış. Arkada Gibraltar kayası, yarın ziyaret edeceğiz inşallah…
Yarın İngiliz tarafına gitmeye karar verdik, bakalım girebilecek miyiz? Tunç kaptanın teknesinde bir Türk crew’un Avusturalya pasaportu var, onun girmesi kesin, ama bizim ki soru işareti, ingiltere vizemiz yok.
Bugün Madeira’ya gitmeye niyetli idik ama feribot saatleri çok ters idi. Biz de gitmekten vazgeçtik, tekneyi uzun yolculuğumuza hazırlamayı tercih ettik. Çamaşırlarımızı yıkadık, bu arada Porto Santo ya giriş yaptık, immigration daki polis 22 senedir burada bu işi yapıyorum, ilk defa Türk Bayraklı tekne geldi dedi, yani biz ilk Türk teknesiyiz Porto Santo, ya gelen.
Dün gece 22:30 civarında Porto Santo’ya geldik, marinanın hemen yakınına demirledik, ve 2,5 günlük, 300nm.lik yolculuğun yorgunluğu ile hemen uyuduk, solugan olmasına rağmen ben çok iyi uyudum, ama Emin uyuyamamış.
Sabah kalkınca emen marinayı aradık ama bizim tekne boyuna uygun bir yerleri yokmuş, liman içinde demirde kalabilirsiniz dediler, biz de dedikleri gibi yaptık, liman içinde uygun bir yer bulup demirledik. Botumuzu indirip elektrikli motorumuzu bağladık ve karaya çıktık ve en çok ziyaret edilen Porto Santo’yu gezdik, birer bira içip akşam üzeri döndük, gitmeden önce hazırladığımız salata ile dönüşte aldığımız haşlanmış yemeğe hazır karidesleri afiyetle bir şişe şarap eşliğinde götürdük. Geç vakte kadar kokpitte oturup sonra güzel bir uyku çektik. Fotoğrafları paylaşıyorum.
20 Ağustos sabahı.
Bu sabah yat malzemeleri satan mağazayı ziyaret edip eksiklerimizi aldım, dönüşte marina ücretini 2 günlüğüne 65.- euro ödedim, çok güzel ve çok disiplinli bir marina idi, müdürlerine ve nazik personeline içten teşekkür ediyorum, eğer bir daha Atlantik’e çıkarsam bu marinada ve bu güzel adada daha uzun kalacağım, diye kendi kendime söz verdim. Belki sadece Kanarya ve Azor adaları seyahati yapıp dönerim.
Kahvaltıdan sonra hazırlarımız zaten dünden yapılmıştı, eksik suyumuzu tamamlayıp, iki gün geçirip dinlendiğimiz Lanzarote Marinadan ayrıldık.
Liman dışına çıktığımızda bizi 20 knot civarlarında rüzgar karşıladı, bir camadanla ana yelkenimizi bastık, sonra Genovamızı tüm açtık ve bazıların bu tekne rüzgar üstüne gitmiyor demelerine inatla 8 knotlara ulaşan bir hızla 100 dereceler baş tutarak açıldık, sonra arkasından bir tremola ile tekrar adaya doğru döndük.
Marina ofise uğrayıp Emin’e bir pontoon kartı aldım ve bir de restaurant sordum, akşama oraya gidiyoruz. Sonra teknemizi henüz temizleyemediğimiz Moritanya kumlarından temizlemeye gayret ettik. Bir güzel yıkadık, iç kısımları sildik, Akladık pakladık, sonra Hiper Dino ya alış verile gittik, önümüzde uzun bir yol var ve Porto Santo da alışveriş imkanımız olmaz, buz dolabını ve derin dondurucuyu doldurduk, yarın sabah Yat malzemeleri satan bir dükkanı ziyaret edeceğiz. Belki bir gece daha kalıp çarşamba yola çıkağız inşallah.
İ